Mekanıma Hos GeLDiNiZ
  SENİ SEWİYORUM
 



           

                                       NASIL YAR DİYEYİM                           

Nasıl yar diyeyim ben böyle yare
Mecnun edip çöle saldıktan sonra
Alemin bağında bülbüller öter
Giden benim gülüm solduktan sonra 

Coşkun sular gibi çağlamayan yar
Gönlünü gönlüme bağlamayan yar
Benim şu halime ağlamayan yar
Daha ağlamasın öldükten sonra
                   

PİR SULTAN ABDAL'ım sürem bu yolu
İnsanın kamili olmuşam kulu
İster yağmur yağsın isterse dolu
Gidem ben ummana daldıktan sonra

..............................................................................................................................................................................

Gökyüzünde yanlız gezen yıldızlar,stars

                 Yeryüzünde sizin kadar yanlızım,

                Bir haykırsam  belki duyulur sesim,

          Ben yanlızım,ben yanlızım,YANLIZIM

               Kaderim bu böyle yazılmış yazım,

              Hiç kimsenin aşkın da yoktur gözüm,

            Taşa geçer,kendime geçmez sözüm,

             Ben yanlızım,ben yanlızım,YANLIZIM.

  stars

                            

                                                 ÖZLEMEK

                          Birden özleyiveriyorsunuz...
                          Çoktan unuttugunuzu sandiginiz
                           ya da yalnizca bir kere karsilastiginiz
                           ve özlemek için yeteri kadar tanimadiginiz birini
                          bir sabah çilginca özleyerek uyaniyorsunuz
.
                                                 
                Rüyalariniz, içinizdeki o gizli, esrarini ele vermez büyücü,
                siz çarsaflarinizin arasinda,
                 bütün tehlikelerden uzak,
                 güvenle yattiginizi sandiginiz bir anda,
                  usulca ruhunuza sokulup,
                   sizden habersiz oralara yigilmis cephanelikleri
                    birer birer atesleyiveriyor.
                    Infilaklarla sarsilarak uyaniyorsunuz.
                    Hayatinizda olmayan birini hayatiniza almak,
                     ona dokunmak, 
                      onun sesini duymak için kivranirken buluveriyorsunuz kendinizi...

                                         
                            Özlemek, o yakici istek, 
                            bilinen herseyi ve önem sirasini degistiriveriyor.
                            Özlediginiz ise çok uzaklarda... 
                            Yaninda olmasini istediginiz halde
                             yaninizda olmayan bir tek kisi,
                             yaniniza bile yaklasmadan,
                             hatta onu özlediginizden
                            ve onu istediginizden haberdar bile olmadan,
                             bütün hayati,
                            bütün görüntüleri eritip
                            baska kiliklara sokuyor

 

::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

AÇ KAPIYI BEN GELDİM

Korka korka değil, usul usul değil
Elim yüreğimde çarpa çarpa geldim
Aç kapıyı bak ne diyeceğim
Bir senin ellerinden, bir senin gözlerinden
Dişlerinden dudaklarından
Nergisler Ocak ayında açtı
Kendimden bahsetmeyeceğim
Yediveren güllerden
Duvardan sarkan güllerden
Çocuklardan, sabah erken okula giderlerken
Atlardan bahsedeceğim
Kan ter içinde atlardan.

Aç kapıyı bak ne diyeceğim
Ne kadar küsülü çocuk varsa barıştırdım, oynuyorlar
Tam kırk çeşit sarmaşık gül buldum
Penceremin dibinde açacak.
Ekinleri dolu vurmadı,
Çekirge gelmedi,
Kurak olmadı.
Yorgunum demeyeceğim,
Bir evimiz olsa demeyeceğim,
Yüreğim daralıyor demeyeceğim.
Bir baksan gözlerime
Başını çevirmeyeceksin,
Yürüyüp gitmeyeceksin,
Elini çekmeyeceksin.
Bir baksan gözlerime
Dağda yakılmış ateşler göreceksin.
Aç kapıyı kim geldi bak
Bak nasıl havalandı güvercin.
Açmam diyemezsin artık,
Aç!

     :::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::

                                                   
                       Firarî …
Aşkla;
Çekişirsek kendimizde
Çelişirsek kudretimizle
Bir taraf; çelik halat gücü geçmişle
Bir tarafta, pamuk ipliği ümitsizlikle
Koparız!
Hasretler hücreye mahkum
Vuslatlar firarî …

  SeNi HeP SeVeCeĞiM   

 

Demek Şimdi Gidiyorsun

Demek şimdi gidiyorsun;
Yazdığımız son şiir öyle yarım kalacak!
Demek şimdi gidiyorsun;Kuşlarımız acıkacak,saksılarımız artık sulanmayacak!
Demek öykümüzü bir ruj lekesi gibi yapıştırıp
aynanın sahtekâr yüzüne
-Oy benim yaralım-
Demek şimdi gidiyorsun;
Beni böyle toz gibi dağıtıp merdivenlern dibine!

Her şey tamam diyorsun,git...
Beni viran bir şehir gibi terket...
Haydi git!
Dışarısı ispiyon...Dışarısı ihanet...
Seni bir gören olmasın,dikkat et!..

Dostlukmuş...ölüme yürümekmiş...
Üstüne titremekmiş...vefaymış!..
Aşk dediğin,zavallı bir kapıyı duvara çarpıp
Çıkıncaya kadarmış!..
Bana komaz deyip
Sancını bir kilo rakıya gömsen de gece yarıları,
-Oy benim yaralım-
Asıl sancı,uyandığında
Bütün odaları boş görünce koyarmış!.

Gitmek istiyorsun,git...
Bir savaşçı asla vedalaşmaz!
Durma git!
Dışarısı dinamit...dışarısı enkaz!
Şunu cbine koy,ne olur ne olmaz..

Eylül mağdurlarıydık,kimsemiz yoktu,
Yaralarımız aman vermiyordu canımıza..
Kimseye kıymamıştık oysa,masumduk..
Rahatsız ediyordu bizi bu yalancı tarih!
Yırtılan bir pankart gibi
Şehirlerin ortasına çığ düşürdüyse öfkemiz;
-Oy benim yaralım-
En az bir karıncanın yüreği kadar
Namuslu ve çalışkandı ellerimiz!

Artık bitti diyorsun,git..
Kırılsın kapı-çerçeve,kırılsın bu cam..
Sorma git!
Dışarısı panik..dışarısı izdiham!
Biliyorum,seni vuracaklar bu akşam...

Ne çok fire verdik üstüste..
Ne çok arkadaş yitirdik bu tozlu yolculukta..
Kimliği tespit edilmemiş,
Ne çok ceset vurdu zeytin güzeli akşamlarımıza!
Büyük ütopyalar ve büyük dağlar gibi
İçerden çürümüşüz meğerse...
-Oy benim yaralım-
Her gelen ölüm yazmış,
Her giden ayrılık işlemiş bu talihsiz gergefimize...

Kendini arıyorsun,git..
Aptal bir hayat kur,içinde beni barındırmayan
Kalma git..
Dışarısı barut..dışarısı gardiyan!
Yine bir tek ben olurum sana parçalanan..

Demek şimdi gidiyorsun;
Sonunda bizi de çökertiyor bu kancık zelzele!
Demek şimdi gidiyorsun;
Yıkılan bir duvar gibi;ömrüme devrile devrile..
Demek mecburi istikametlerin,
Ayrılığı gösteren o adaletsiz kavşağında
-Oy benim yaralım-maralım
Demek şimdi gidiyorsun,
Ve bana bir tek secenek kalıyor:güle güle!

Beni öldürüyorsun,git..
Kalmasın sende kahrım,kalmasın derdim
Bakma git
Kafamı yumruklayıp ardınsıra ağlarsam
namerdim...

                                                        

SORMA GECELER ANLATSIN BENI, SAYENDE TANIMAZ OLDUM KENDIMI, BEN DEIL YUCE TANRIM YAZMIS KADERIMI, SARHOS OLMASSAM CEKEMEM BU DUNYA DERDINI, BEN SECMEDIM KOVALADIM, YOLLARA FELEK EL UZATMIS TUTUGUM DALLARA, DOST ETMISLER GUZELIM, ICKIYI, ESRARI, KALEM ISTEDIM SILAH VERDILER, SEVGI SAYGI GOSTERDIM NEFRET ETTILER, BI UMUT ISTEDIM GEC KALDIN DEDILER, BENI GAYRIMESHUR KARANLIGINA ITTILER.. (İSYANIM SANA DEIL ALLAHIM TÜM ALLAHSIZLARA)

 

                                         

aylardan Aralık,günlerden sensizliğin ertesi

Yalnızlıktan üşüyorum...Soba boş yere yanıyor...

Bu şehrin bütün sokaklarına sinmiş yalnızlığım

Sensizliğin köşe başındayım.
Avuçlarımda kırık dökük pişmanlıklar
Avuntusuz çıkmazlara doğru yürüyorum
Bütün umutsuzluğuma inat
Yine seni arıyorum...
Dudaklarımda bildiğin o ıslık
Sokak lambalarına sığınıyorum.
Hafiften bir yağmur ağlıyor benimle
Bir deli rüzgar saçlarımda
Yalnızlıktan üşüyorum.
Bulamayacağımı bile bile
Yine seni arıyorum..
Anlatacak nelerim var bir bilsen
İçimde ihtilalleri kopmuş
Kendimi sürgüne verdim
Mutluluğum çoktan iflas etmiş
İtiraza hakkım yok biliyorum
Beni savunmak sana düştü
Seni arıyorum...
Yarım kalmş şiirlerim gibisin
Yaşanmamış çocukluğumsun anılarımda
Öylesine eksiğim sensiz
Öylesine sahipsiz
İşte bütün umutlara havlu attım gidiyorum
İçimde geç kalmışlığın çaresizliği
Çocuklar gibi ağlıyorum...
Ve gel gör ki her damla gözyaşımda
Yine seni arıyorum...
 

   Photobucket

SENDEDİR SENDE

Beni görüp yönün öte döndürme
Yine gitmez meylim sendedir sende
Yikip hilâl kaşlarini yere indirme
Günah sende degil bendedir bende

Şeker vardir dudaginda dilinde
Arzumanim kaldi gonca gülünde
Sen bir padişâhsin hükmün elinde
Senin ile dâvam sendedir sende

Sensiz çikip yaylalari yaylamam
Engeller içinde sirrin söylemem
Çok günah işledim inkâr eylemem
Ik'ellerim kizil kandadir kanda

Nice beyler ile gezdim yoruldum
Kan bulanik aktim duruldum
Sencileyin çok güzele sarildim
Dahi sevgin candadir canda

 

BİR GÜZELİN AŞIĞIYIM

                  Bir güzelin aşığıyım erenler
                  Onun için taşa tutar el beni 
           Gündüz hayalimde gece düşümde
                   Kumdan kuma savuruyor yel beni
                     
Al gül olsam al gerdana takılsam
Kemer olsam ince bele sarılsam
Köle olsam pazarlarda satılsam
Yarim deyi al sinene sar beni
                    
Abdal Pir Sultan'ım gamzeler oktur
Hezaran sinemde yaralar çoktur
Benim senden özge sevdiğim yoktur
İnanmazsan git Allah'a sor beni

                        Photobucket

SUSKUN

Sus, kimseler duymasın,
Duymasın, ölürüm ha.
Aymışam yarı gece,
Seni bulmuşam sonra.
Seni, kaburgamın altın parçası.
Seni, dişlerinde elma kokusu
Bir daha hangi ana doğurur bizi?
Ruhum... Mısra çekiyorum haberin olsun.
Çarşıların en küçük meyhanesi bu,
Saçları yüzümde kardeş, çocuksu.
Derimizin altında o ölüm namussuzu...
Ve Ahmedin işi ilk rasgidiyor.
İlktir dost elinin hançersizliği...
Ağlıyor yeşil.
                
Rüya, bütün çektiğimiz.
Rüya kahrım, rüya zindan.
Nasıl da yılları buldu,
Bir mısra boyu maceram...
Bilmezler nasıl aradık birbirimizi,
Bilmezler nasıl sevdik,
İki yitik hasret,
İki parça can.
Çatladı yüreği çakmaktaşının,
Ağıyor gökkuşaklarının serinliğinde
Çağlardır boğulmuş bir su...
Ağıyor yeşil.

 

                        

 

                                                         

 

 

 

 

 
  Bugün 6 ziyaretçi (17 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol